Bugün sizlere Orhan Çıkıt abiyi tanıtmak istiyorum.
Kendisi gençlik baharını Türkiye'den çok uzaklarda yaşama mecburiyetinde kalmış, anne ve babasının Almanya'da olmasi hasebiyle. Türkiye'den ayrı kalmış ama memleketinden, vatanından hiç kopmamış, özbenliğini hiç kaybetmemiş. Bedeni Almanya'da, ruhu ve iç alemi hep Türkiye ile beraber olmuş. Memleket hasreti zamanla bir alev olmuş, tutuşmuş. Bu ateşi sık sık vatanı ziyaret ederek gidermeye çalışmış. Türkiye'nin güneydoğusu hariç her yerini gezmiş, bazı senelerde iki üç kere, vatanı ziyaret ederek teselli bulmuş.
Çoğu, Ünlüce'lilerin görmediği tanımadığı bir abimiz. Bende kendisini köyde çocukken üç dört defa ancak görmüştürüm. Kadere bakın ki kendi köylümü Almanya'da daha yakından tanıma imkanı buldum. Altı ay kadar beraber kaldığım günler oldu.
Orhan abi, tanınan çevresinde, gerçekten sevilen, sayılan, hürmet gösterilen biri olmakla beraber, gururlu, kibirli olmayıp, mütevazi bir yapıya sahip kişiliği ile tanınmaktadır. Hiç bir kimseye zararı dokunmamış, herkese yardımcı olmuş, kötü alışkanlığı olmayan, kendisinden bu süre zarfında ne bir küfür, ne de herhangi bir yanlışlık gördüm. Altı ay beraber kaldığım zaman zarfında, bu yazdıklarıma şahit olmuştum. Saf, temiz, şefkatli ve merhametli, Ünlüce'de doğup büyüyen değerli, çok sevdiğim bir abimdir.
En büyük hatası Fenerbahçeli olması.
Çoğu ömrünü gurbetde geçirmiş olan Orhan abimiz, kendisine sorduğum sorulara çok açık ve net bir şekilde cevablandırdılar. Bizde özetle sizlere aktaramayı uygun gördük.
-Abi biraz kendini tanıtırmısın?
-Orhan Çıkıt 15.10.1959 yılında Ünlüce'de doğdum. Rahmetli babam Hurşit ve annem Fatma'nın beş evladının en büyüğü benim. Kardeşlerim (Neşe,Hava,Bahtiyar,Nesrin) İlkokul 1.ve3. Ünlüce, 4.ve5. İstanbul Tepebaşı Ortaokul 1.ve 2. Sınıfları, İstanbul Kuştepede okudum.
-Ne zaman almanyaya geldiniz?
-1973 yılında 14 yaşında kardeşim Neşe ile ben sonradan Almanya'da yaşayan ailemin yanına geldik. İki sene Almanya'da ortaokul okuyup iş hayatına atıldım. Uzun yıllar aktif futbol oynadım. Dört hafta içinde yedi amaliyat geçirince futbol oynama hayatım sona erdi. Ama kopmadım. Yaş grupları 6 ile 14 olan dört genç takımı çalıştırdım.
Dietenheim, Türk İşciler Cemiyetinde, uzun yıllar İdare Heyetinde, muhasebeci, sekreter, gençlik kolları başkanlığı görevlerinde bulundum.
1978 yılında Neriman Gülşen ile evlendim. Bu evlilikten üç evladımız dünyaya geldi. Ufuk, Burhan, Yaren, bir çocuğumuzu dört aylıkken (sarılık hastalığından) kaybettik.
-Abi 38 senelik Almanya hayatında neler yaşadınız?
-Bu sene zarfında bizde bir beşer olarak acı ve tatlı günleri geride bıraktık.
-Ne gibi yani...? Sizi en çok üzen olay ne oldu?
-Beni en çok üzen olay, çocukların hastalık geçirmesi, beni ve ailemi çok sarstı, halen daha etki ve tesiri üzerimden gitmedi. Allah'ıma bin şükürler olsun artık hepsi iyiler, birbuçuk yıl önce babamı kaybetmem beni üzen olayların başında gelir. Her şeyde bir hayır vardır. Takdiri İlahi...
-Pekale en sevindiğin an neydi?
-Kızım Yaren'nin dünyaya gelişi beni o kadar sevindirdi ki, anlatması mümkün değil, ben kız çocuklarını çok seviyordum. O tarihlerde çocuğun erkek mi kızmı teşhisi yapılmıyordu. Hasteneye gittiğimde ''hemşire bir kızınız oldu''. Sayın Çıkıt deyince cüzdanımda ne kadar para varsa boşaltmıştım, hemşirede parayı görünce sevinçten uçtu.
-Bir arzunuz, bir isteğiniz, bir beklentiniz varmı?
-Elbette en büyük arzum bir an önce vatanıma geri dönmeyi arzuluyorum, çocukların mürüvetini görmek istiyorum. Bizde artık 51 yaşına girmiş olduk. Hatta çocuklar okulu bitirsin dönmeyi düşünüyorum.
-Türkiye ile Almanya arasındaki farkı nasıl hissediyorsunuz?
-Vallaha Yakup sende biliyorsun; Başta ortam, Türkiye'nin havası, suyu, kültürü, doğası, sokaklardaki canlılığı, esen rüzgarı bile farklı, burada , işten eve, evden işe, her tarafı aynı görüntü, sokakları çoğu zaman ıssız, kış günleri çok ve uzun, ne kadar iyi de olsan yabancısın buralarda, iş icabı katlanıyoruz.
-Ünlüce'ye, akrabalara, vatana, bir mesajınız varmı?
-Buradan tüm eşe dosta akrabalara köylüme hepsine selam ederim.
Roportaj: Yakup GÜLŞEN 7 Aralık 2011